Her yıl 9 Eylül geldiğinde, İzmir’in sokaklarında yankılanan sevinç çığlıkları sadece bir şehrin düşman işgalinden kurtuluşunu değil, bir milletin yeniden ayağa kalkışını simgeler. 9 Eylül 1922, yalnızca İzmir’in kurtuluş tarihi değildir; aynı zamanda emperyalizme karşı verilen büyük mücadelenin zaferle taçlandığı gündür.
*******
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın son halkası, İzmir’in özgürlüğüne kavuşmasıyla tamamlanmış, milletin bağrındaki esaret zincirleri parçalanmıştır. İzmir’e giren süvarilerin Kordon boyunca ilerleyişi, sadece bir askeri harekât değil, bir halkın kaderini yeniden yazma iradesinin simgesidir.
******
Bugün Kordonboyu’nda yürürken, gökyüzüne yükselen her bayrakta, denizin tuzlu kokusuna karışan her sevinç sesinde o günün ruhunu hissetmek mümkündür. Çünkü 9 Eylül sadece geçmişte kalan bir tarih değil, bugünümüzü anlamamıza, yarınımızı inşa etmemize ışık tutan bir dönüm noktasıdır.
O gün yanan her meşale, sadece İzmir’in değil, Anadolu’nun dört bir yanındaki karanlığa tutulmuş bir ışıktı. O ışıkla büyüdü bu toprakların çocukları, o ışıkla filizlendi bağımsızlık tutkusu. Ve bugün, o günün mirasına sahip çıkmak, sadece bir kutlama değil; bir sorumluluk, bir vefa borcudur.
********
9 Eylül, yalnızca bir zaferin değil, birlik ve beraberliğin; azim ve kararlılığın; inanç ve umudun adıdır. Bu toprakların özgür kalmasında emeği geçen tüm kahramanlarımızı minnetle anıyor, 9 Eylül ruhunu her daim yüreğimizde yaşatıyoruz.
